Friday, December 07, 2007

Aidiyet


Devamli hayiflandigim,caresini bulamadigim bu durum bir insan turune ait. O insanlari anlatiyor iste.
Oysa bunun farkinda olmadan ya da kimi zaman oldugumu zannederek devamli cirpiniyorum oldugum yerde. Kimi zaman herseyin seyrine kaptiriyorum kendimi ve unutuyorum hayatla ilgili derdimi.
Boyle insanlar var aslinda, sayilari cok degil.
Onlar dusunur hep aralar cogu zaman bulunmak istemedikleri yerde yapmak istemedikleri seylerin pesinde bulurlar kendilerini.
Ureten kisi huzursuzdur. Icinde hep birseylerin sancisi vardir. Rahat olursa eger ne uretebilir ki?
Rahat oldugu zamanlar onlarin doldugu zamanlardir ve bu donemin ardindan hemen patlama yapacagi bir an gelir. Huzursuzlugun ve sikintinin akabinde "birsey"ler cikar ortaya.

Kendi yaptiklarimin "birsey" olarak adlandirilmasi icin hep onay bekledim birilerinden ve zaman akip gecti. Kendine inandiginda zaten yaptigin sey "birsey"di. Sadece kendi inancina gore yaptigin o "birsey"in niteligi degisiyordu .Bununla birlikte ben hep nasil bir sekilde o sey'in "birsey" olabilecegini dusundum. Bir yaziysa bu nasil edebiyat eseri olacakti ,bir miriltiysa nasil sarki olarak adlandirilacakti. Kim belirliyordu bunu?
Zamanla bunun kriterleri kafamda oturmaya basladi ama en onemlisi benim de yaptiklarimin "birsey" olabilecegine inanmaya basladim.
O huzursuz insanlardan biriydim belki ben de.
Belkiden ote kendimi cogu zaman sanatci ruhlu hissettim. Bu halimin tek aciklamasi bu olabilirdi. Sakin yanlis anlasilmasin kendimi sanatci sandigim falan kesinlikle yok ama hamuruma bir seylerin karismis oldugu cok acik.
Simdilerde ise iste kendimi o huzursuz insanlara yakin goruyorum.
O insanlar mutlular en azindan utrettiklerini gorup urettiklerine inandiklari icin.
Belki de her zamanki kimi yine ait olmadiklari yerlerde ve ait olmadiklari durumlarin icinde yasiyorlar ama en azindan yaptiklarina inanmak onlari mutlu ediyor.
Benim onlaradn farkim kim bilir budur,ben mutsuzum .Bu huzursuzluk bu ait olamama hali beni mutsuz ediyor.
Ariyoruz ,ariyorlar devamli. Aramazsan pesinden gidecegin seyi o zama noldugun yerde kalirsin oysa ararken yolda devamli yeniliklerle karsilasirsin ve sen artik o sen degilsindir.

Monday, October 22, 2007

basim catlayacak


Ben ben'i biraktim.Kendimde degilim.
Gzolerim sis hafiften bon sekilde ekrana bakiyorum.
Geico kertenkelesi yakin geldi simdi bana.
Ama yok iste basim agriyor.Dusunceler kendi agirliklariyla oradan oraya gidiyorlar.
Yok ama ben nerdeyim bilmiyorum.
Bir bosluk bir bayatlik bir uzulmusluk hali var.
Ne oldu bana hali ustumde.
Kendimde degilim iste uzun lafin kisasi.

Thursday, October 18, 2007

Kendimle Isim Var Benim


Bosuna kasiyoruz aslinda.
Bu hayat bana gore degil iste neden eseleniyorum. Olmadigim kisiyi olmaya calisiyorum. Ne buyuk yorgunluk degil mi? Yok yok yaptigin isten yorulmak degil. Ruh yorgunlugu.Insanlarin tavrilarina kizmanin verdigi yorgunluk. Isini duzun yapmissin yapmamissin onemi yok. Zaten tutku da yok. Tutku ne onmeli kelime. Benim yaptigim ise dair tutkum olmasi lazim.
Hala ugrasip didiniyorum bak boyle yap soyle yap. Yok kardesim sevmiyorum iste zorla mi?
Ben bana dikte edilen seyleri yasamak istemiyorum.
Tabii karnim tok su an boyle seyleri rahatlikla soyluyorum sonucta ise mecbursun.Birseyler yapiyorsun para kazaniyorsun. Yapmak istediklerini yapiyorsun.Yahu daha cok severek yapacagim is yok mu dunyada.Hadi ama simarma isin hic fena degil hatta iyi. Kasiniyor olmalisin.Yok yok kandirma beni. Dogru bir secim degil iste. Sana gore degil neden inatlasiyorsun benle ama sen de haklisin yillarca sana enjekte edilmis dusuncelerden bir cirpida siyrilamazsin. Sen de haklisin. O zaman sana yardimci olalim. Sen inanmadigin seyleri yapmak istemiyorsun.Hep beni zorlamak zorunda misin sen? Oyle kendim isin olsun da istemiyorum. Boyle benim kafamda biri olsa tamam bak belki o zaman olabilir de ne isi yapacaksin kuzum sen? Konuyu dagitma devam et. Tamam, ise kendinden birseyler katmak istiyorsun.Ise senin fikirlerinin yon verdigini bariz bir sekilde gormek istiyorsun.Bununla isimiz var desene...Valla beni ugrasiriyorsun,sen buyunce boyle oldun bak. Hmm demek annem benimle sorun yasadiginda sebep bu oluyor. Ona aykiri dusuyorum yani.
Goren bana bir taraflariyla guluyordur herhalde.
Malzemeler var ama helva yapmiyorum. Onlar benim helvami yapmaya baslamadan once benim bakkal amca gibi helva yapmaya baslamam lazim. Tamam birak gevezeligi anlat baska baska ne isitoyrsun?
Olan yaraticiligimi (!) ve fikirlerimi beyan etmek istiyorum. Oyle cok paralar maralar donmesin isin icinde. Oylesine gelemem ben. Icinde sanat olsun insanlar pek kaprisli olmasin. Calisma ortami bir de soyle gun isigi alsa hani .
Hm oldu pasam. Yok yok ben kararliyim.Deli miyim ben be kendimi tutsak ediyorum bile bile?

Cizen:Yoel Benharrouche

Sunday, October 14, 2007

Afilli Yalnizlik

Kalbim sikisiyor. Daha kendimi mutlu etme yazilarimi yazamadan yine boyle bir yazi yazmak gercekten benim de hosuma gitmiyor ama elden ne gelir.
Surada su kadar az zaman kaldi ama yok iste bana gelenler geldi.
Artik ne dersin neden dersin bilmiyorum disari cikmamaktan mi yalnizliktan mi biyolojik rutinimden-ki bu ruha halimi cok etkiliyor- midir nedir gerginim bir hosum.
Umudumu topluyorum inaniyorum umutlarima sonra kosunun ortasinda nefes nefese kaliyorum. Ben uzun mesafede iyi degilim iste. Dur kalk bir turlu durmadan devam edemiyorum.
Yok gercekten cok yoruluyorum boyle olunca. Mehter marsi da diyebilirsin ne dersen de.
Kisa mesafede iyi topluyorum. Tamam diyorum simdi buldum bak yol alacaksin diyorum bir heyecan kapliyor icimi. Sonra puffff.
Ama neden?
Gercekte de ben uzun mesafeleri kosamam,kisa mesafede kendimi kasarsam cok iyi kosabilirim ama uzun bir kosuya baslamam bile cunku sonunu bilirim.
Bir de bu aralar etrafimizi saran komik teknoloji harikasi elim sende oyunu var hayir adini soylemeyecegim. Herkes bahsediyor ondan zaten. Ismini buraya yazip prim yapmak gibi bir derdim yok tabii yazanlarin boyle bir gayesi var muhakkak demiyorum ama ben yazmayacagim yine de. Hepimiz bulduk birbirimiz oh ne iyi oldu. Vampir olduk isirdik,bira yolladik yetmedi Turk usulu naegileler yollandi yan masaya. Boyle birsey var mi yahu? Herkes bununla ilgileniyor. Sanki herseyimiz bitti bir bu eksikti.Hani gercekten birilerini ariyorduysaniz bunca zaman o zaman faydali oluyor. Aksi takdirde modern zaman brezilya dizisi kivaminda devam ediyoruz. Kimi zaman sasiriyoruz "hmm ,bak bu da bunu taniyormus." ya da " aaa,bak gordun mu eski erkek arkadasi o yenisi bilmem filancanin arkadas listesinde altli ustlu."
Simdinin zihin uyusturucusu. Gunu kotariyoruz ya hani cok sikiliyoruz iste,orda,burada. Tamam iste bununla oyna gecsin sikintin,aksin zamanin. Mis gibi.
Hayir kim ne yaparda yapsin o kismi cok onemli degil de -hani benim de surada sikilarak gecirdigim anlarima katkisi olmadi desem yalan olur- benim agrima giden ki bu olaydan once de hep gitmis olan bir yigin insan "tanidik " sinifinda var,"arkadas"larin guya ama ne sen onlarin umrundasin ne de bir paylasimin var. Dostlar alisveriste gorsun. Ne aci bir "yigin insan" ve bir o kadar yalnizlik hissi.
Gelenler geldi demistim ama degil mi? Hincimi son zamanlarin cilginligindan da cikardim ama yetmez yeni birseyler bulmaliyim.
Kendime mi kizayim ,atilligima mi yoksa etraftaki insanlara mi ? Yoksa haddim olmayarak duzene mi kafa tutayim.
Yapmak istediklerimi dusunup de yolumu bulamayisima mi ,gonul kirginliklarima,can kiriklarima mi durup uzuleyim ben de bilemedim.
O kadar sikkindim ki yazmak bile istemedim .Hani canim sikkinken ya da dusunceliyken-gerci hep dusunceliyim- yaziyorum ya . O kismi aslinda ikinci saffa eger cok kotuysem yazmak da istemiyorum hic birsey istemiyorum. Oylece kalakaliyorum.
Diyorlar ki pek bir iyiymisim dinlemekte,sorunlara cozum bulmakta,terapi yapiyormusum ne komik terziyim sokugumu dikemiyorum. Hep haute couture sanatcilariyla calisiyorum konu komsuya da guzel elbiseler dikiyorum mahalle terzisi olarak.

Umutlarimi borc veriyorum ve cebimde kalmiyor. Cebim delik.

Oysa ne mutluydum ben bu sabah.

Sonel

Wednesday, October 10, 2007

kendi mutlulugumu kendim yaratacagim

Benim soyle bir huyum var,mutluluklarimi mutsuzluklarimin arasinda harciyorum. Hep mutsuzken ya da dusunceli iken yaziyorum. Diger insanlar gibi gun icinde neler yaptigimi ya da hayatimda ne olup ne bittigini yazamiyorum. Seytan ayrinti da gizlidir. Oysa hayatimda beni en derinden dusunduren can kiriklarim olsa da ayrinti da beni cok mutlu eden bir suru yasanmis an'im var. Su an mutlu olmama neden olacak bir suru yasanmisligim var. Su anda yasadiklarimin icinde ise beni gulumseten,guc almami saglayan mutlulugumu pekistiren bir suru olay var ama ben hep uzuntulerimi dusunuyorum. Suratimi asiyorum bu dusuncelerle oysa mutlu anlarim bana guc veriyor ve ben hep onlara tutunuyorum her ne kadar mutluluklarimi unutsam da.
Unuttugumuz seyleri ne yapariz ya da ne yapmaliyiz? Yazmaliyiz:)
Nasil pazara giderken not aliriz kucuk bir kagida alacaklarimizi unutmayalim diye iste ben de mutluluklarimi bu sekilde not almaliyim. Bu arada pazara gitmeyi de ozlemisim biliyor musunuz:)
Araya alakasiz bir pazar muabbeti soksam da mutluluklarimi burada cok degerli okur(um)larimla paylasmaya karar verdim.
Kucukken bana ogretilmemis mutlu olmak,elimdekilerle cosmak.Insanlara aman nazar degmesin diye hic soyleyemedim mutluluklarimi ya da elimdeki guzel seyleri basarilari normallestirdim oysa donup bakinca canimi acitanlar kadar mutlu oldugumda bir suru sey var.
Bunlarin yani sira bir suru traji komik anim da.Tabii anilarimi burda birebir anlatmak gibi bir niyetim yok,en azindan simdilik:) O kadar da birebir gunluk tarzi bir paylasim olmasini dusunmuyorum. Simdi ucunun nereye dokunacagi belli olmaz :)
Bu mutluluk hatirlatmacasinin kesinlikle Pollyanna'cilikla karistirilmamasi gerektiginin cok ciddi sekilde altinin cizilmesi gerektigini belirtmek isterim. (uzun yillik yazilarimin cumleleri gibi oldu.)Kucukken Pollyanna'yi anneannemde okurken cok etkilenmistim ve cok sevinmistim. Annemin okudugu baskidan okumustum eski Turkce kelimlerin gectigi bir baskidan. Cok ozlestirmistim kendimi ve tum cocuklugum boyunca gogus gerdigim acilari farkinda olmadan Pollyanna gibi tepki vermistim ,umudum hic bitmedi .Bir gun tukendi tabii ve tikandim.O nedenle artik o gunden beri Pollyanna degilim. Amelie olabilirim ben ama icim Amelie kadar huzurlu degil her zaman.
Yasadiklarimin farkindayim,olumsuzluklarin ,attigim adimlarin,girdigim yollarin ancak goz ardi ettigim mutluluklarimin da bir o kadar farkinda olmak istiyorum.Tek istedigim o. Farkindalik,bilinc.
Yoksa hersey guzel traylomlom ya da tum sikintilarin ortasinda bak aslinda sevinecek ne cok seyimiz var gibi degil bu durum ki bu duruma da inaniyorum tabii sevinmemiz ve sukretmemiz gereken o kadar cok sey var. Iste benim anlatmak istedigim durum biraz farkli ben yasanmisliklarimi daha canli tutmaya calisacagim. Yoksa su an sukretmem gerekenlerin farkindayim ancak bu uzuntulerimi bastirmaya ya da o an canimin sikintisini gidermeye yetmiyor. Teorim iyi bu konuda ama uygulamam cok yavas uygulamami guclendirmek icin hafizami guclendirecegim ve cimbizla tum guzellikleri gun isigina cikaracagim kimi zaman bu an'lardan bazilari bana mutlulukla birlikte huzun katacak olsa bile.
Bu ise gezip gormus oldugum yerlerden baslayacagim. Oralarin ozelliklerine dokunacagim ama en cok ben de ne uyandirdigini vurgulayacagim,zaten birkac kucuk not ve hafizamda kalanlar disinda cok berrak bilgilere sahip degilim. O yuzden ozumsediklerimi anlatacagim ve onlari anlatirken aklima gelen diger tum mutlu anlari aktaracagim.
Tabii huylu huyundan vazgecmez yine cikmaza girip bunalimtrak yazilarimi yazarim merak etmeyin:)Hmm bir de yapabilirsem yazilarin cagristirdigi muzikleri ya da yazarken o yaziyi yazmaya beni iten ya da yaziyi akitip giden muzikleri bloga ekleyecegim.
Iste boyle sevgili okur.Bakalim icimdeki mutluluk agaci ciceklenip koklerini kuvvetlendirebilecek mi?
Sonel

Tuesday, October 09, 2007

Hareket Vakti

Kendi dunyamda oldugumda huzurluyum.
Baskalarini yasadigimda cok onemsedigim icin baskalarinin hayatlarina mudahele edesim geliyor ve onlarin kendi icinde cozemedikleri icin uzuluyorum ve huzursuzlaniyorum.
Ne tek basina ne cok icice.
Iste ben bunu basarmayi hedefliyorum bu aralar.
Hep bir adim cikmiyor muyuz bu hayatta,kendimizi kesfettikce.
Merakla bekliyorum.
Bu hayat beni hep sasirtir hic birimiz bilmiyoruz ki asil yolun ne oldugunu.

Cagiran birseyler var hep beni uzak sehirlerde
Bana ait birseyler var o sert guluslerde

Wednesday, October 03, 2007

Klasik Muzik

Bazi seyler ne kadar vakit gecerse gecsin huzur veriyor insana. Bizim yapimizla alakali olsa gerek bu durum. Dogamizi ya da hamurumuzu olusturan bir takim ogeler var. Onlara ne kadar yakin yasarsak o denli mutlu olabiliyoruz. Uzaklastigimiz surece ise deli divane gibi ortalikta dolaniyoruz.
Kendimizi bildikce daha mutluyuz.

Cesaret

Az once sunu fark ettim.Ne ilginctir ki kimi zaman olumle ya da daha dogrusu yok olma duygusuyla cok yakin olsam da aslinda bir yandan da hayata bagliyim ve hayat icin carpiyor kalbim. Gazetelerde en cok insanlarin yasam sekilleri ile ilgili yazilari okumaktan hoslaniyorum. Belki de bu insanlarin yasamlarini nasil sekillendirdiklerine dair meragimdandir. Bundan emin olamiyorum. Belki de bu merak tum yasamamizi sekillendiriyordur.Basi sonu olmayan bir yol ve attigimiz her adim bir o kadar degerli,ucsuz bucaksiz. Oysa ben hep varmaya calisiyorum. Buldum! diye bagirmak istiyorum,"oh be,buymus" demek istiyorum ancak yok oyle birsey. Bunu fark ediyorum,fark edince daha iyi hissediyorum ancak korkularim bir anda kaybolmuyor. Hala korkuyorum ama bir o kadar da keyif aliyorum bunun farkinda olmaktan. Herkese el sallar gibiyim. Gidiyorum ,siz devam edin o sekilde diyorum ve bundan cok keyif aliyorum ama ilerisini dusununce tedirgin olmaya basliyorum. Bu aralar sanki sirtimi pispisliyorum ve hadi hadi yuru diyorum sanki daha yeni yurmeye baslayan bir bebekle konusuyormusum gibi.
Cesaret!
Hani Oz Buyucusu'nde bir aslan vardi. Koca aslan ancak cesareti yok. Sanirim oyleyim,ya da kendimi aslan zannediyorum. Aslan olmasam bile aslan yavrusu olduguma eminim. Bu beni mutlu ediyor. Sadece korkup kacmamak lazim.
Acik denizde belki bir kulac daha atma cesaretini gostermek gibi.
Sabirli,azimli ve inancli olmam lazim.
Insanin kendine inanmasi ne kadar guc degil mi oysa etrafimizdaki hemen hemen herseye ve herkese kuskusuzca inanirken.

Tuesday, October 02, 2007

Tercihler

Herkes bilindik patikadan gitmek zorunda mi?

Tabii ki degil,her ne kadar sonuclarini bilmesek de.

Monday, October 01, 2007

Itiraf Ediyorum

Neredeyse her yazimda belirttigim gibi herkes kendi ekseninde yasiyor yani herkes icin hayat farkli. Herkes inandigini yasiyor. Kimi zaman insanlarin yasam tarzlari beni hayrete dusuruyor.
Su anda bulundugum yer kimilerini mutlu edebiliyor. Sadece sakinlik. Hepsi bu. Daha genc miyim yoksa daha mi bircok seyden habersiz?
Ozledim Istanbul'u. Istabul'da yasamayi. Istanbul'un guzelliklerini. Kimileri diyorlar ki icinde yasiyoruz da ne yapiyoruz ya da ordasin da ne yapiyorsun.
Ben yasiyorum,ben yapiyorum merak etmeyin ve insallah yasayacagim. Bunu diliyorum.
Yasam? Hayat?

Bunlar ne demek sizin icin?

Beslenmek gerek ,ruhum beslenmezse yasadigimi hissedemem ki ben.

Duz yasiyorlar,dongulere giriyorlar. Bir sekilde bu dsongu bizi cektigi icin dayanamayip giriyor muyuz yoksa o donguye girmek kolay yol mu? Yoksa o donguye girmeyince sonunda bir sekilde ayvayi yiyip hayiflaniyor musun?

Itiraz ediyorum o donguye girmek istemiyorum ben. Dongumuz : Itinayla dogulur, Okula gidilir,okunur okunur, evlenilir hemen,aile olunur,cocuk yapilir,cocuk okutulur,cocuk evlendirilir,cocugunun cocuk yapmasi icin sartlanirsin ve bu bu sekilde devam eder. Hayir ben bunu istemiyorum. Ezbere yasanan bir yasam istemiyorum.

Hissederek farkinda olarak yasamak istiyorum.

Gozunu sevdigim iStanbul'da yasamak cok hosunuza gitmiyorsa lutfen cikisa dogru ilerleyin.
Bosuna kalabalik oluyor da o acidan.

Evet Istanbul'da Istanbul'a asik olanlar kalsin,mesela trafik sorunu ortadan kalkardi. Tum hirsli insanlar evlerine donerlerdi.

Itiraf ediyorum ben Istanbul'a asigim.

Guzelliklerini bana sunmani bekliyorum Istanbul.

Hayati varoldugum surece bu sekilde algilayacagim,zor olsa da veya sonunda ne olacagi belli olmasa da bir modern zaman dusunur tasdik edicisinin de dedigi gibi "Hicbirseyi garanti altina alamazsin."

Ruzgar beni bir yola cekiyor,mutluyum. Yoksa o yola girmeye ben mi karar verdim?

Wednesday, September 26, 2007

Yazmazsam Olmaz

Acikcasi herp toplantilarda yazasim geliyor,canim sikilsin ben cikarip defterimi yazayim ama boyle vakit bol olsun. Hani yapacak da birsey olmasin ya o zaman yazmiyorum. Tembelligim ustume dusuyor ama simdi her ne olursa olsun yazmaya karar verdim.

Artik buralarda canim cok sikildi. Donmek istiyorum evime,sehrime,sevdigime,sevdiklerime,kendi atmosferime:)

Tamam burda sakin bir yasam var ve kafami toplamak,kendimce yasamak icin hersey uygun. Bir de araba kullansam kendimi daha ozgur hissedecegim ama yok iste yasamak istedigim tatlar burda yok yok iste yok!!!!

Evime donmek istiyorum tutmayin beni.

Birsuru sey yapmak istiyorum donunce...

Bu yasimda ki sanirim artik bir seylerin farkinda olmam gereken bir yas oluyor kendileri, sunun farkina vardim ki baskalarinin dedikleri cok umrumda olmamali. Bugune kadar buna inandigimi soylerdim ama insanlarin yorumlarina bir o kadar ac gezerdim. Herkes bir yorum yapsin. Oysa sen olaylarla basbasa kaldiginda yalniz oldugunu gordun. O yorum yapanlarin cok da fazla etkisi olmuyor hayatina. Kararini sen vermelisin,verince de insanlarin agizlari torba degil ya hani agizlarina geleni soyluyorlar. "Soyle olmali,boyle olmali",ama onlarin yasamadigi birseyi yasiyorsan o zaman durum daha dramatik oluyor agizlarini buzup otruruyorlar iclerinden de seni yargiliyorlar. Yok valla su bir senede anladim ki herkes birsey diyor ama kimsenin birsey demesinin onemi yok. Sen neye inaniyorsan sen neyi biliyorsan o senin gercegin oluyor.

Bu kadar insanlar bagimli bir hayattan sonra artik daha yalin bir hayat yasama pesindeyim. 2007'yi o sekilde yasiyorum sanirim. Vaktimi daha degerli yasayacagim. Kendimin farkinda olarak,daha cok kendimle. Sadece gorusmek istediklerimle gercekten birseyler paylasitigmiza inaniyorsam gorusecegim. Ne kadar paylasim o kadar gorusme. Herkes seni anlamak zorunda degil ama en azindan hayatim hakkinda genel yorumlar yapmalarina artik izin vermeyecegim.Duygusal danismanlik gorevimden de belirli bir olcude istifa edecegim. Bu gorev beni pek bir yormus.

Mutlulugum nerdeyse oraya kosacagim.

Daha yalin,daha izole,daha verimli ,daha anlamli hayata hosgeldiniz guzellik:)

Pardon,biri beni mi cagirdi:)

Pek sevdigim sevgilimle gezmelere gitmeyi sabirsizlikla bekliyorum.

Sunday, September 16, 2007

lutfen

Su hayatcagazim verimli gecsin ne olur!

Bak bunu cok istiyorum. Bos islere dalmak istemiyorum.

Elimdekileri kullanip iyi isler cikarmak istiyorum.

Ben bana ulasmak istiyorum!

Hepsi bu:)

simdi bunlar var kafamdaa

Aksamin bir koru...
Aksam geceye variyor...

Eskiden 3 noktayi hic kullanmazdim artik hayatimda 3 nokta var.

Soylenmemis sozler icin soylenemeycekler icin orda hazir dururlar. Kafanda kalir bircok sey. 3 noktaya sigdirirsin herseyi.

simdi burda dunyanin obur ucunda(uclarindan birinde) basimin agrisiyla masanin basinda oturuyorum.

Bir doluluk var herzamanki gibi ne var ne yok dokmek istiyorum.

Degil mi ama blog benim blogum. Ne gunler icin bu blog:)

Kafam neden dolu ya da neyle dolu?

Herseyden once evimden ve sevdiklerimden bu kadar uzak oldugum icin her ne kadar kaldigim yerde huzurlu olsam da bir garip hal icindeyim. Disari ciksan disarida birsey yok oysa kimi zaman yalniz bir aksam ustu yuruyusu ki hele hele aylardan eylulse insanin hosuna gidebilir ama hayir burda o yok.
Ben buraya ait degilim,ait olmadigimi bildigim surece de rahat etmeyecegim. Kafamda donmek var,yok olmasin buranin keyfini cikar diyorum ama keyif cikarilacak bir yani yok:)

Bunun disinda hayatimda bazi seyleri oturtma cabam kimi zaman beni yoruyor. Sevgidim insani belki horluyorum. Farkliliklar oturmus bazi beklentileri sarsinca(bunlar ne kadar kucuk olsa da) is cigrindan cikabiliyor. Ben bizzat cikariyorum.

Yaptigim is guzel bana imkanlar sunuyor ancak isime tutkuyla bagli degilim. Icinde degilim ve icinde olmayinca da bir cok sey cok parlak,tatli gozukur ancak sanatla ilgili seyler ,insana dair seyler sanki beni daha mutlu edermis gibi geliyor.

Yapmak istediklerim var

Su fransizcayi bir soksem yahu sanki ne olacak o da baska birsey:)

Sesimi egitsem ,sonra ne olacak o da ayri birse:)

Kabiliyetli olsam soyle yazmaya falan yok o da yok,heves o da biraz.

Herseyden biraz iyi ama tam birsey yok:)

Disaridan bakinca tam gozukuyor , ama icimde birseylere yer vermek cok zor. Ben neye daha yakinim?

Bunun disinda insanin karmasasi genelde sanati dogurmasina sebep olurken ben de o da yok. Valla birseyler uretsem pesinden gidecegim ama yok.

Durumlar iyi ,ama istedigim duste yerim yok.

Ne cok iyi ibadet ederim,ne cok okurum,ne cok o ne cok bu var.

Yok yok heves yapinca kasip yapiyorum da kasasim kacti benim. 8 yil oldu bu kasisim kacali.

Nasil geri gelir?

Hirsim yok. Nesem geliyor kimi zaman.

Ya ilham perisi gelse mesela ya da birden yolumu bulsam ama biliyorum yol zaten katettigin adimlar.

Bunu biliyorsun hayat ruhsal bir yolculuk. Ben nereye yakinim?

Benim hamuruma gore ne var?

Cesaret eksik ben de ...

Keske biraz daha cesaretlendirseydi ailem beni aslansin kaplansin deselerdi.

Ben bilemedim cunku yazdigin soyledigin ne zaman "birsey" ifade eder.

Cok iyi ders calisirim bak ya da calisir(di)m.

Bilmiyorum ben yine karisigim ortaya karisik.

Bununla da bitmiyor ben fasila gitmek istiyorum.

Konsere gitmek istiyorum.

Tiyatroya gitmek istiyorum.

Sik giyinmek istiyorum.

Bakimli olmak istiyorum.

Derin sohbetler yapmak istiyorum.

Gitara donmek istiyorum.

Bogaz -avrupa kiyisi-mintikasinda oturmak istiyorum.

Kis olsun ama mutlu olayim istiyorum.

Sevgilimi koluma takip can can dolasmak istiyorum.

Onu istiyorum bunu istiyorum.

Sarki soylemek istiyorum avaz avaz.

Valla oyle sarki soyledigimi hayal ettigim zaman kalbim gumbur gumbur atiyor.

Dusun buyuk bir sahnedesin isiklar los,senin ustunde. Sen damar bir sarkini soyluyorsun herkes kitlenmis eslik edecek halleri bile kalmamis. Ruhun havalaniyor.

Evet evet deli(s)menim ben biliyorum.

Umarim bana verilen sure icerisinde yuregimdekileri yapabilirim.

Duaciyim!

not:aklima Otaci geldi bu kelimeyi kullaninca. Otaci pastilleri olurdu. Babis alirdi bana. DSI'nin kantini olurdu babis pijama defter alirdi. Simdi aklima geldi yazayim dedim. Babis'e selamlar,opucukler. Onunla ben boyleyken hic sohbet etmedim. O gitti gideli boyle oldum ya zaten.

Sonel,2007,Richardson

Friday, September 14, 2007

Icimden geldi...


BEN ASIGIM!
BEN ASIGIM!
BEN ASIGIM!
BEN ASIGIM!
BEN ASIGIM!


MARLA'ma ASIGIM!

Tuesday, September 11, 2007

yalnizlik

Kim bildi degerimi?

KIM?

Sunday, September 09, 2007

Mevsim Sepya


tam soyleniyordum,burda yine.
Vucudumdaki elektronlar bilgisayari etkiliyor sanirim. Pat kapandi,tum yazdiklarim uctu,pencere kapandi,dinledigim sarki gitti. Kahve yaptigimi anlatiyordum,makina kahveyi yapamamis. Elektronlarim etkiliyor tum elektrikli cihazlari.
Sanirim bu Yukari'dan mesaj bana.
Yok yok azimliyim demin yazdiklarimin aynisi olmasa da anlatacagim yine.
Gokte lacivert gri bulutlar ve ruzgar hakim.
Moralim duzelsin diye perdeleri actim,biraz isik girsin.
Kahve yaptim tabii bir de ,moralim duzelsin degil mi ama?
Kulagimda Sezen Aksu'dan Istanbul Hatirasi
Burnumda keskin kahve kokusu
Karsimda yesil alan,agaclar
Icim bir buruk
Ya havadan,ya bu kadar uzak kalmaya artik dayanamamaktan ya sevdiklerimden uzak olmaktan kim bilir?

Benim kizginligim uzuntum aslinda yapmak isteyip de yapamadiklarimdan.
Hayat bu kadar kisa ve ben tum tembelligimle bekliyorum.
Bugune kadar girdigim yollari sonlandirdim,sonunu gordum. Basladigim isi bitirdim yani ama icim huzursuz. Yuregimden gecenleri yapamiyorum sanki. Oysa etrafta olup bitenleri gordukce cok sukrediyorumve mutlu oluyorum yok ama istediklerimi yapmiyorum.Ne bekliyorum?
Anlamiyorum...
Bir suru seyi denedim ama nedense daha fazla birseyler bekliyorum.
Gozlerim yasli ama klavyem kuru.
Yazmak istersin,sanki yazabiliyor musun? Olmadik hayallerin pesindesin?
Sarki soylerim dersin,soyleyebilir misin ki?
Sen dur sadece dur!Yatagin icinde kivran dur,uyu.
Zaten bu ara uyudukca hep yitirdiklerimi goruyorum. Bunun uc sebebi olabilir:
Ya yakinlarda yol gorundu .
Ya bana birsey demek istiyorlar(mistik ruya yani) : dua istiyorlar ya da dogru yola girmemi istiyorlar,olumu hatirlatiyorlar
Ya da burada fazla insan gormedigim icin direkt onlari goruyorum ,onlarla hasir nesir oluyorum .
Kim bilir...
Ah be kusum tuylerim diken diken.
Kahve koktugu gibi tamiyor.
Firtina da cikti galiba,gok gurluyor. Kasirga falan mi geliyor? Kim bilir?
Yardim istiyorum,yolumu bulmak istiyorum.
Kafamda olanlari gercege dokmek istiyorum!!!!
Bilmiyorum.
Bildiklerim beni bu hale getirdi sanirim.
Eylul -2007 / Sonel
Dunyanin Diger Ucu

Yazinin Orjinalini Buldum!


Okuyucuma Not:Once yukardaki post'u okuyunuz.

Disarida lacivertten griye donen bulutlar...

Ruzgar var,kulagimda Sezen Aksu'dan istanbul Hatirasi...
Burnumda yaptigim kahvenin kokusu.
Moral bulmak icin perdeyi actim,hava karanlik camimdan yesillik goruyorum.
Ve kahve yaptim tabii ...Moralim duzelsin diye.
Gozlerim yasli henuz klavyem islanmadi.
Bilmiyorum ya birdaki bu hal artik beni zorluyor. Benim gibi gezenti sevdiklerine duskun biri olarak buralar beni zorluyor.
Kizginim,suskunum,tembelim ben!!!!
Ondan degil mi hep uzuntulerim,mutsuzluklarim,acilarim?
Kafanda bir suru sey var, bulastigin bir suru sey,sonunu gordugun yollar ama bu halim neden?
Bu kadar sukrederken haline neden hala bazi seyleri yapmak icin bekliyorsun yapmiyorsun? Cok merak ediyorum.

Hayat bu kadar kisa iken,sen niye duruyorsun?

Friday, September 07, 2007

gozumde yasim

Libertango'ya akordeon sart, hic akordeonsuz tango dusunulebilir mi?

Tuesday, September 04, 2007

Onceki Postla Ilgili Birkac Ayrinti

Ayrica belirtemeden edemeyecegim :
Ortacgil 'in Benimle Oynar misin adli plaginin 1974'de ciktigini.
O yil Bubu'cugumun 23 yasinda oldugunu.
Bu filmin 1975 yapimi oldugunu

Dusunun artik:)

Hadi Anlatayim Sana

Buldum buldum buldum!!! Inanilmaz mutluyum su anda,tuylerim diken diken.

Onceki yazilarimdan anlasildigi gibi bendeniz Mavikus Ortacgil'i cok severim.

Hayatima eni konu girmesinden once ben hep onu sevdim, cok kucuktum o zamanlar. Kim bilir belki ilk okuldaydim. Tek bildigim ya da bildigim iki sarkidan biri " Olmali mi Olmamali mi" idi. O sarkinin melodisi girisi beni ucuruyordu o zamanlar sozlerinin bende yaratacagi etkiden bihaberdim. Bu sarkiyi da herhalde ilk kez bir filmde duymustum ben de sadece hayal meyal izler vardi. Hatirladigim Kadir Inanir'in bir filmiydi. Sari Kediler vardi filmde,cok eski bir filmdi. Fonda da "Olmali mi Olmamali mi" caliyordu ve ben o kareden cok etkilenmistim. Sanirim ilkokuldaydim,yani 80'lerin sonu,90 larin da basina denk geliyor. Bir daha o filmi ne gordum ne duydum,insanlar dabilmiyorlardi ama ben emindim oyle bir film vardi. Hatta o filmin o sahnesinde sahanda yumurta vardi ve kediler sariydi. Kadir Inanir'in ise en janti* donemleri. Dusunun kac yil gecmis ki -bakiniz annem Kadir Inanir hayranidir o da bu filmden en azindan Ortacgil'in sarkisinin filmde gectiginden habersiz- takriben 17 yil. Ve ben ta ta ta-tam!!! filmdeki Ortacgil muzikleriyle karsilasiyorum.

Filmin adi Pisi Pisi imis. Simdilik Yagmur ve Benimle Oynar misin?'in gectigi kareleri buldum. Kadir Inanir ile Mujde Ar'in filmi ve kediler sari. Cocukluk hafizamla aklima kazinan seyler dogruymus. Nasil mutlu oldum anlatamam.

Simdiki amacim beni kalbimden vuran ve Ortacgil tutkunu olmami filizlerinin atildigi kareyi bulmak. Hic Bubu'ye de sormamistim acikcasi bu film hangi filmdi diye:)

Olayin diger ilginc kismina gelecek olursaniz bu filmin karakterinin bir fotografci olmasi bununla birlikte filmin basrol oyuncusunun adinin hayatimizdaki onemi.

Siz artik bosluklari doldurun. Kafaniza takilan birsey olursa bu yaziya yorum yazin aydinlatalim.

Yuppi:)

Olmali olmamali mi
Yoksa hic dusunmemeli mi
Ama ben dusunmezsem ben olamam ki!!!

Sonel_2007_Texas_Richardson

Wednesday, August 29, 2007

Isaretler

Bu arada(cenem dustu bu gece benim:)) bugun gokden bir isaret geldi.

Allah'im ben isaret olarak kabul ettim,mahsuru yoksa eger:)

Bugun evlenmek,cocuk sahibi olmak uzerine yine dusuncelerimi beyan ediyordum.

Temelde bunu istedigimi ancak insanlarin cocuklarinin hayatlarini ters bir sekilde etkileyebilecekleri icin cocuk dogurmadan once cok iyi dusunmeleri gerektiginden ve benim evlilige kendimi hazir hissetmememden bahsediyordum ancak bir yavrumun olmasinin bana ne kadar buyuk mutluluk verecegini soylemistim sevdigime.

Gelin gorun ki bugun aksam yemeginde Israilli minik bir afacani-daha evvel tanismistik,hatta kardesiyle oyun oynamisligimiz var-gorup Allah'im benim boyle bir oglum olsun dedim. Cok cani yurekten soyledim,sesli bir sekilde. Saclar sari,gozler koyu koyu.Adi Daniel. Tam yemekten ciktik,onun onden cikmasini bekledim. Arkami donup konusmaya dalmistim ki belime birden birsey yapisti,bu bizdik annesinden izin aldiktan sonra bana sarildi,ama goreceksiniz sanki uzun zamandan beri gormedigi annesine sariliyor. Ben gayet Turkce icimden geldigi gibi bu oglancigi sevdim. Nasil sariliyor anlatamam ben de ona sarildim,kiyamam ben ona.

Sonra gel de "elektrik var" deme:) Allah duymus olmali ki cocuk bana annesiymisim gibi sarildi. Yasadigim mutluluk tarifsiz,kardesi Shira 'nin tatligini da ustune anlatmayayim isterseniz:) Gece gece caniniz ceker falan. O da He-man'deki Shira gibi. Ne guzel.

Artik bu isaret dogrultusunda calismalara baslamam gerekiyor.

Duyrulur,ilgili makama:)

Opuldunuz en derinden

Kandil'e Istinaden_Berat Olan

Bununla da bitmiyor su elimde gordugunuz taragin yaninda bir de cok renkli tukenmez kalemi veriyoruz size bu gece...

Malumunuz dun gece Berat Kandili idi,ben de inanan bir insan olarak Allah'a biraz daha yaklasma cabalarinda bulundum bunun sonucunda olume biraz daha yakin hissettim kendimi. Bunun oncesinde yatacigimdan ve sevdicegimden,sevdiklerimden daha uzak oldugum icin bu dunyada bu dunyayi bizleri onden birakip gitmis olan cok sevdiklerimi devamli ruyamda gorur oldum. Ozlemisim bizim keretalari. Ozlenmez mi,bir o kadar canlilar. Ruya tabii ya bu. Ruyada cok huzurlu hissetmesen bile yine de devam etmek istersin,yasiyordur cunku . Seninledir elini uzatsan tutarsin,gozlerine derin derin bakarlar. Ne yasamak istersen ordadir,sarilmak istedin,seninle konussun mu istedin tamam iste oldu:) Buruk bir gulumseme bu tabii. Bu hafta biraz uzuldum ruyamda cunku ruyada da o kisinin artik hayatta olmadigini anlarsan inanilmaz sekilde uzuluyorsun. O bilincaltinin idrak'i olmus oluyor artik,gerceklerle yuzlesme zamani.

Iste olumu ,Allah'i ,sevdiklerimi-onden gidenleri,hani su aceleci olup da yer tutma gayesinde olanlari- dusundugumde ya da tam tersi bu sarkiyi her dinleyisimde aklima bunlar,onlar,O gelir.

Bubu,Sakin Sasirma

O bir ayrik otu
O bir karinca
Bir ates böcegi
isiklar kararinca
Ayni zincirin baska bir halkasi
Sakin sasirma
O bir hanimeli kökü
Çig damlasi
Aksam esintisinde kekik kokusu
Zamansiz olan her seyin büyülü korkusu
Sakin sasirma
O bir sabah sessizligi
Gece ayazi
Baharda deli su
Kisin kar beyazi
Eski fotograflar
Birkaç küçük yazi
Sakin sasirma
O artik bir kus sesi
Deniz mavisi
Çay sicakligi
Ekmek doygunlugu
Bastan asagi anilarin yorgunlugu
Sakin sasirma Sakin sasirma
Konuklar, misafirler
Sofralar zengin ama kalkip gitmekteler
Yemekler yenmis artik kahve icmekteler
Sakin sasirma

Bu albumdeki tum sarkilari anneanneme ve anneme aksam eve gelince soylemek cok istedim ama nasip olmadi.
Ve sen guzel babam seninle Ramazanda pide kuyrugunda bekledigimiz anlar hep aklimda.

Bu yazi yazilirken Sade-Pearls ve Zeynep Casallini-Duvar dinlenilmistir.

Gonderme: Sade'nin sarkisinda "hurts like brand new shoes" dizesi (yani yepyeni pabuclar gibi incitiyor ) Sebnem Ferah 'in "cok sevdigim kirmizi rugan ayakkabilar onlar da senin gibi cok tatliydilar ama canimi yakardilar,acirtidilar" dizelerini aklima getirir her zaman kim bilir belki Sebo bu sarkiyi yazarken esinlenmisitir. Kendimi bu dizelere hep cok yakin hissettim. Oldum olasi kirmizi rugan ahyakkabilara bayildim. Kucukken giydigimdeki mutlulugu hala animsiyorum,bu sene de 25,75 yasimla:) kirmizi rugan ayakkabi aldim,minik tokali. Sonuc ayni ayaklarim yara oldu ve o kadar canim yandi ki sadece bir kere giyebildim ama azimliyim giyecegim onlari:)

Bu gunlerde kendimi kirmizi rugan ayakkabilar gibi hissediyorum...
(erkek okurlarin bu yazinin bu kismini anlayacaklarini cok sanmiyorum:),kim bilir kiz kardesi olanlar belki anlarlar)

Gercekten can yakiyorum,sinirlari zorluyorum sanirim.

Sikilan topuk itinayla opulur.

Sevgimle,

Sonel

ben ben'i bulursam mutluyum

Ve bu gece dolunay tepemizde.Su an oturdugum odadan cok net gozuken dolunayla ogz goze geldik. Evimden bu kadar uzakta tanidik bir yuz gormek beni cok mutlu etti. Biraz daha huzurlu ve alismi hissettim kendimi buralara.

Sonra BulBum'un geldigini fark ettim. Yine agzima gelen BuBu cumleleri...

Bu geceye has 3 tane sarki sectim Bubu'den...

Hersey "Sana Geldim" ile basladi. Marla'ya soylemeye basladim bunu. Sana Geldim...

çocuklar gibi çaresiz
büyükler kadar doyumsuz
susamış ve su bulamamış gibi kalktım sana geldim
herkes kendinden biraz kaçar
yataklarda aynı izaynalarda aynı yüz
cebinde yeni bir şey var mı diye kalktım sana geldim
yollar yokuş, yoruluyor insan
hababam de babam hiç farketmeden
bambaşka bir yerlere gidiyorken kalktım sana geldim
başka kokular, başka tatlar aramaktansa
hep aynı öyküyü yeniden anlatmaktansa
yaşadığımızın adı nedir diye sormaktansa sana geldim
alargada kalmış gibi kıyısız
hiç ölmeyecekmiş gibi kayıtsız
biraz kılıksız biraz keyfsiz
kalktım sana geldimyollar yokuş, yoruluyor insan
ha babam de babam hiç farketmeden bambaşka bir yerlere gidiyorken kalktım sana geldim
sonu gelmez sorumluluklar
hep savunmalar, hep savunmalar
ya acıtan ayrıntılar nedir diye kalktım sana geldim

Iste buydu Bubu yine yapacagini yapmis herseyi tum basitligiyle ortaya koymustu. Ama bununla da bitmemisti hemen arkasindan Gece Yalanlari albmunun en sevdigim parcasi dilime takildi "Hicbir Zaman" Bu sarkiyi ilk dinledigim andan itibaren gozumde canlanan tablo hic degismedi. Bu sarkinin bana verdikleri kalbimi titretmesi hic degismedi.

sen git çay koy
ben çok şaşırdım
bu ev benim için biraz yeni
sen şuraya otur
ben de buraya
birisi müzik koysun
ya ondan sonrası?
ya da hiçbir zaman
zaten sözcükler kilitli
konuştum, konuştum, konuştum, konuştum...
bir baktım ki daha başlamamıştım
konuştum, konuştum, konuştum, konuştum...
anladım ki hiçbir şey anlatamamıştım
sen bir şeyler ye ben de bol sigara
bir tek renkler değişsinsen gözlerime bakıyor gibi
ben kaçırıyor gibi ya da tam tersi
ya suyun öte yanıya da hiçbir zaman
zaten sözcükler kilitli
konuştum, konuştum, konuştum, konuştum...
bir baktım ki daha başlamamıştım
konuştum, konuştum, çok konuştum...
anladım ki hiçbir şey anlatamamıştım
laf arası sessizlikleritedirgin ettiğinden beriküçük gerilimler...
sen kurtarmaya çalışbenim umurumda değil işler sarpa sarmadan
ya her yer fırtınaya da hiçbir zaman zaten sözcükler kilitli
konuştum, konuştum, konuştum, konuştum...
bir baktım ki daha başlamamıştım
konuştum, konuştum, çok konuştum...
anladım ki hiçbir şey anlatamamıştım
konuştum, konuştum, konuştum, konuştum...
bir baktım ki daha başlamamıştımkonuştum, konuştum, çok konuştum...
anladım ki hiçbir şey anlatamamıştım

Evet,samimiyetti kendimi ona bu kadar yakin hissetmem ve simdiki ya da simdilerdeki durumumu en iyi anlatan parcasini mirildanmaya basladim mutfaktan tuvalete dogru ilerlerken:

Nereye Sokagi...

sensiz nedensiz el yordamıyla
susuz uykusuznereye sokağında
yürümek hızlı hızlı
mutlaka yetişmek gerek
beklemek geçen yüzyılın işi
ama kiminle, nasıl?
nereye sokağında
sevgi ve sancı sabah eğlencesi
çabukve çevik
zaman bilmecesi
uyumak bilmeyerek
mutlaka öğrenmek gerek
ama kiminle, nasıl? nereye sokağında
deli dolu umut düşleriyle
gerçek gelecek sabah kuşlarıyla
konuşmak uzun uzun
mutlaka değişmek gerek
beyaza boyamalı
ama kiminle, nasıl? nereye sokağını

yok yok boyle sadece okumakla olmaz muhakkak dinlemek lazim.

Ve bu dolunayli gecede ,her zaman BuBu dinlerken buldugum ic huzurun sonunda kafamdaki aydinlanmanin bana sunduklari;

Hayatta birseylere ne kadar kafa yorarsan yor ,icinden cikilmaz oldugunu dusunsen bile,nasil olacagini gece gunduz dusunsen de olaylar ve durumlar sen hic anlamadan birden hal degistirirler. Fikir yurut ve sonra izle. Kararini ver ve sakin ol. Unutma su yolunu bulur,her zaman.

Sonel/28.08.07-23:00-dallas

Friday, August 24, 2007

ben ben ben

olmadik yerde dogrucu davutluk yapar,soyler icinden geceni,inandigini.
kimi zaman guldurur herkesi.
tezatim benim,yerim seni.
yalnizlik adami boyle yapiyor:)

persembe biram bu benim (gajoj gibi) etkisi hic olmadan gecmis!

Hadi kabul et,bekledigin melek benim...

Kanatlarinin uclari kirilmis ama hala isil isil.

Anne,ben ne zaman caz vokal olacagim 40 yasimda olur muyum?? Ne karizma olur ama...

Amerika'da ay yarimdan biraz fazla.

Lensler gozumden cikarilmayi bekliyor.

Makyajim var temizlenecek suratimda...

Yatagim beni cagriyor,"haydi guzel kiz gel gir koynuma"

ve yine ben bilinmezligin tam ortasinda ,herkesin herseyi bildigini zannettigi bir dunyada.

dunya ,ben burdayim.

hayat,hayatim yine yine ben burdayim.iyi ki burdayim.

hangi aydayiz ben sasirdim,oysa ben agustosu ne cok severim.

ablam yalnizmis,yalniz hissetmis ben gidince.Nobel odulu almisim haberim yokmus.(!)

bogazimda bir agri, isikli bir yazi masasi.

opuldunuz en derinden marla'm !

Haydi itiraf et ...

Wednesday, August 15, 2007

umudumu kendime sakliyorum

cozdukce birseyleri caninin acisi gecmiyor.

bildigin ve anladigin icin icin rahat oluyor ama uzuntunu almiyor bu senin.

anliyorsun.

belki bir yerden sonra tum dediklerin bos geliyor.

ne kadar bilgelesirsen o kadar yalniz kalirsin.

o hesap anlasan da bu kendinde durgunluk yaratiyor.

bunu icinde cozmen gerekiyor.

simdi o evredeyim.

karmasadan uzakta icimde aciga cikmis bir suru seyle hayata tekrar bekiyorum.

belki cok acik konusup kirici oluyorum en yakinlarima .

hep en yakinlar daha cok kirilir ama degil mi?

bu tezattayim ben hep:

birgun hersey bitecek senin icin ve cevrendekiler icin.

a) kendi hayatini yasa

b) birgun onlar olmayacak o zaman onlarla yasa, kirma onlari.

sanirim onlari da kirmadan kendi hayatini yasamalisin.

yolumu bulmam lazim.

gece hezeyani

ben korktum.

soyleyemedim.

yari uykuluydum.

ictigim kahve biraz uyanik tutmustu beni.

ondan duyuyor takip ediyordum ama cok fazla konusmuyordum, belki de hic konusmuyordum.

gergindim nedensiz, tamamen kendimde olmayinca zampur zumpur konusuluyor tabii.

ben korktum...

soyleyemedim...

incinmistim,parcalanmistim, her parcami ayri yere atmistim...

korkudan soyliyememistim...

ondan kirilmadan kirmistim...

kirmalarina firsat vermeden ben ben'i kirmistim.

konusalim korkulacak birsey var miymis?

ozur dilerim!

Tuesday, August 14, 2007

sabah mutsuzlugu

Umursanmazligin ucunda ezbere yasanmis bir yasam var.
Buyuk bir yorgunluk.
Kendinin nasil biri oldugunu unutma hali.
Olmasi gerekenler.
Isteklerini yapma kaygisi.
Olumlu birseyler olsa da karamsarligin hakimiyeti.
Gunesli gun mutsuzken bulutlu gunde ne yapacagim.
Anlasilamamanin verdigi sikinti.
Acik olamamanin hayatima kattigi gucluk.
Herkesden kacis.
Kendime donus.
Dogru bizim inandigimizdir.

Thursday, August 09, 2007

yakinda yazacaklarim

insaallah cok yakinda biktiracak siklikta yazacagim.

Yakinlarda "Tibbi Atik" bu blogda olacak:)

tuylerim diken diken oldu,etkilenirim hep...

uvey, zemheri gozler uvey
yer gok dort duvar sagir agir agir
dusmedim daha

dar sokak vurgunlari
kaldirin dusenleri agir agir
dusmedim daha

ayaz
vur vuracaksan hic utanmadan
ey talih sen de don doneceksen

gecen gunun beni neden tanimadi
elin kolun beni nasil saramadi
o bendeki cani henuz yoramadi

uvey, zemheri gozler uvey
yer gok dort duvar sagir agir agir
dusmedim daha

dar sokak vurgunlari
kaldirin dusenleri agir agir
dusmedim daha

cabuk son yetim yildiz dal derinlere
kiyamet sende kop kopacaksan

Inanmak

bekle geliyorum!!!

Thursday, July 26, 2007

Buldum!

Hersey iletisimsizlik problemi...

Evde yokum

Umudum tazelendi. Tamam kabul moralim bozunca ya da birseylerden sikilinca yaziyorum genelde ama kendimi iyi hissettigimde de yazamaz miyim?

Mesela asiksam ,askim icimden tasiyorsa yazmamam mi lazim?

Yooo-ki ben yoo demeyi cok severim-

demeye kalmadi icimin huzursuz olacagi mutsuz olacagim sey cat karsimda.

Allah'a sukurler olsun cok kotu birsey yok gercekten. Mutluyum.

Ancak yukari mercilere soruyorum ,neden ben mutluyum deyince hemen icime kurt dusuyor ve mutsuz oluyorum.

Neden ofke burnuma geliyor da ben solumaya basliyorum.

Insanlarla etkilesim olmadiginda kafam karisik oluyor ama en azindan huzurlu oluyorum degil mi,rahat oluyorum.

Insansiz olmaz ama insan dedigin sey sorundur da ayni zamanda.

Yoruldum be gulum.

Hayatimiza mistik bir anlam katmaya calisirken gunluk hayatin angaryalari arasinda boguluyoruz her gun.

Yasamak isteigimiz seye varamiyoruz.

ama ben VARMAK istiyorum.

Ayri eve cikacagim diyorum ama yok hayir olmaz!!!! Vicdanim el vermiyor!!!

Birakin beni bugun burda!!!!

Yakinda yazacaklarim: Bridget Jones'u benden esinlenerek yazmis olabilirler mi?
YAlniz bilge kisi ben miyim?

Not: Sakin fikirlerimi calmayin, bozusuruz.

Wednesday, July 25, 2007

Ellerim kasindi yazasim geldi

Kabul etmek, onemli bir fiil.
Eger hayatta birseyleri kabul edersen daha mutlu oluyorsun.
Bir de kabul etmissin gibi yaptiklarin var ama bunye hazmetmiyor. Onlardan bahsetmiyorum gercek kabullerden bahsediyorum.
Hayatin basinin ve sonunun oldugunu kabul etmek gibi.
Bu kabulu yaptiktan sonra ki tum problemler bir kabul dahilinde cozulurler hayatin icini doldurmak sana kalmis.
Hersey senin tercihlerinin sonucunda sekilleniyor.
Hala insanlar dogru ve yanlisin pesinde.
Baskalarina zarar vermedigin surece yaptiklarin dogru. Dogru ve yanlis belli.
Peki dogru karar?
Dogru karar seni mutlu eden karar.
Hepimiz oyun parkindayiz.
Oyun parkinda anne babamizi bekliyoruz.
Neden burada oldugumuzun farkinda degiliz.
Birbirimizin gozune kum atiyoruz, kuregimizle bir digremizin kafasina vuruyoruz.
O sekilde gunler geceler geciyor.
Kimi zaman oyuncagimizi paylasiyoruz, arkamizdan bir yumruk yiyiyoruz.
Bazi cocuklar hadi ya eve gidelim diyor, kimisi annem boyle gorurse beni kizar diyor ve uslu uslu oturuyor. Kimisini tek tek alip goturuyorlar ama nereye gittikleri belli degil. Herkes baska birsey soyluyor.
Iste yasam dabu oyun parkinin daha buyugu.
Bir vakit buradayiz ve herkes nasil inanirsa o onun gercegi ama sonuc degismiyor, biri alip goturuyor tek tek cocuklari.
Parkta ne yapip yapmadigin ise senin kararin.
Mecburiyetleri de var tabii bu parkin ama mecbur olmadigin zaman bile kendini mecbur hissettigin seyler oluyor.
Is bu ki o sanal mecburiyetlerden kendini siyirip gercekten istedigin seyi fark edip onun pesinden gitmen gerekiyor.
Insanlarin cogu -cogu dedigim gercekten cogu- at gozlukleriyle dolasiyor. Onlarin sikintisi yok. Bihaber olmak ya da farkinda olmamak daha mutlu yapiyor adami.
Farkinda olan o sekilde mutlu olmaz tabii.
Bu arkadaslarin popocuklarina rahat batmistir. Bunlar huzursuz tiplerdir. Parkta oturup saga sola bakarlar, annem nerde gec mi kaldi, guzel kadin miydi,beni sever sarar miydi deyip oynanan oyunu oynamayip da parkin sinirlarina gidip, kumu eseleyen tiplerdir. Gidenlerin arkasindan kafa yorup ya simdi beni de alirlarsa diyenlerdir.
Bu huzursuzluk bu kafa yorma yonunde cok guzel kullanilabilir. Verimli hale getirilebilir tipki stresin belirli oranda insani motive etmesi gibi ancak huzursuz tip dusuur dusunmesine ama icraati yoktur. "Icraatin icinden "in bir parcasidir daha cok.
Gun icinde ne kadar cok insanla kafamizi yorup bulandiriyoruz. Sagdan soldan bir suru ses bir suru yorum. Herkes en dogrusunu biliyor oysa kimsenin birsey bildigi yok.
Cocukken herkes kendi hayalinde mutluydu, buyuduk hayaller dile geldi unutuldu. Paylasan da olmayinca cok derinlere gomuldu hatta bazen yakildi.
Onlari paylastigin biri varsa buradaki karmasan hafifliyor yoksa don baba donelim.
Kendimi tekrar ediyorum saniyorum.
Harekete gecmek icin Allah'dan zaman saglik ve huzur istiyorum. Buradan Allah'a sesleniyorum , saglik,zaman,huzur,bereket ve sevdiklerimle olmak istiyorum. Anlasilmak istiyorum. MUTLU OLMAK ISTIYORUM! Mutlu olmayi bilmek istiyorum.

Oyh,iste boyle.

Hatta birakin beni ben bugun calismayayim yazayim da yazayim.

Onumde yazmam gereken iki hikaye var. Biri "tibbi atik" biri de "bu fotograflari ilk sen gormedin.". Bunlar icin bolca vaktim olacak diye dusunuyorum. Beni bekleyin anacim . Bu arada isim haklari bana ait,sakin sahiplenmeye kalkismayin. Zaten an itibari ile sadece bir tane okyucum var. Onun disindaki okuyuculara sesleniyorum,mustakbel okuyucularima yani.

Hamis: Yegane okuyucum olan drajeme benimle hayallerini paylastigi icin tesekkur ediyorum ve o'nu cok sevdigimi soyleyerek postumu noktaliyorum.

Wednesday, July 18, 2007

ben benden sikilirim bazen ama simdi degil

Neye inaniyorsan gercek senin icin o.
Ikimiz de inanirsak gercegimiz bir olur.
Sadece ikimiz yokuz.
O zaman gercek dus olur mu?
Gordugum eger dusse uyanmak zor olmaz mi?
Kendi kurdugumuz sekillerin icinde debeleniyoruz.
Kurulan duzene karsi koymak zor is. Biz de karsi koyamiyoruz , akintiya kapilip gidiyoruz.
Ters yuzmeye calistigimizda ise her an bogulma tehlikesi.
Biraz daha zamana ihtiyac var herseyi yoluna koymak icin.

Friday, June 15, 2007

Yasiyorum

Günaydin Size
Günaydin Bize
Hepimize Günaydin
Günaydin Hepimize

Bugün Yeni Bir Gün
Sevimli Bir Gün
Yeni Bir Gün Bugün
Hepimize Günaydin

Thursday, May 31, 2007

o zamanin yazisi

Ben isigi bulmaya geldim, pervane gibiyim. Muzige ve sevgiye geldim. Ben bunun icin buradayim. Iste basin aciklamam. Var olan tum isiklari kesfetmek icin, gordugum heryerin gun icindeki tum dakikalarindaki isiklarini gorup hissetmek icin. Yeni notalar kalbimi titretsin diye. Ve kalbim asktan catlarcasina carpmasi icin buraya geldim.

Friday, April 27, 2007

costum yine dalgalaniyorum ben

Bir dus hersey . Tum bu hayat. Ne kaar algilayabiliyorsan ne kadar yasiyorsan hayat senin icin o kadar. Ne gorebiliyorsan o. Bir filme gitsen ne kadar algilayabiliyorsan o filmden sadece o kadarini gorebilirsin ya da birak ne kadr algilayabildigini gozunde hangi gozluk varsa karsindaki sana baska sey gostermek istese de sen sadece o kadarini gorebilirsin.

Keyiflerimi biriktirmek istiyorum, basima gelmedik tum kotu seylerden oturu sukrederken ayni zamanda durup dusundugumde beni mutlu eden ayrintilarin daim olabilmesi icin neler yapmam gerekiyor diye dusunuyorum.

ve derken rutinde devam eden hayat bizi cagirir, sorumluluklarimizi hatirlatir. Kafanda bir suru hayal sen aslinda oradaki sen degilsindir. Yapmak istedigin bir suru sey kafanda baska bir yerdesindir.

Vaktin olsa kafandaki herseyi yapacak misindir,belli degil. Ama bir umut yapabilirim dusuncesi ile devam edersin hayata.

An olur inancin kabarir an olur duraksarsin. Tam tramplenin ortasina gelmis bir yuzucuymuscesine tereddut edersin, " atlasam mi ki?" dersin.

Atla hadi durma !!! Hayata orta yerinden dal. Sen var ettigin surece orada,sadece seni beklior.

Tum kabul edilenlerden ,tum onaylananlardan uzak. Hicbirseyi umursamadan sadece kendi isteklerin ve sevdiginle birlikte birseyleri yasamak.

Neden durdugumu anlamiyorum. O kadar cok seye bagliyiz ki. Sanki dort bir yanimizdan iplerle bir duvara tutturulmus gibiyiz. Bosta kalan bir uc yok. Oysa tum bu halat kalinligindaki ipler kendi kafamizda. Gercekten engeli olan insanlar bile bu engelleri asabilirken biz neden oldugumuz yerde kalip sayikliyoruz ki? Sanirim bu hayatta tahammul edemedigim seylerden biri bu. Hani sirala denilse bu kesinlikle o siranin icinde olur. Imkanin varsa sonuna kadar kullan. Uret ve harekete gec. Sadece bu motive ahl yazida kaliyor. Yapilan seyler ise beklenilenin altinda. Yuksek beklenti mi var diye soracak olursak eger beklentin yuksek olmasa varacagin nokta istedigin yer olamaz.

**ben boyle guzelim falan filan

Wednesday, March 28, 2007

Walkman'li Küçük Kız Yollarda


Durmadan güvenlik peşinde...

Kira bedeli çeşitleri sınırlı...

Durmadan özgürlük peşinde....

Ben seni öptüğümde yeter ki sen de iste...

*Walkman'li Küçük Kıza (ve kasetin üzerindeki yazı silindi.)

güneşli gün yalanları

Bugün Martı Sokak'tan gecerken bir marti gecti başımızın üzerinden. Ağzında sanki kırlangıçların yuvalarına taşıdıkları çalıların irilerine benzeyen birşeyler vardı. Günaydın'laştık. O da anladı ben de de anladım durumu. Mutlu oldum , o da pek mutlu. Hoşgeldin derken sabaha ve ardından bana umutluydu güzel martı.

Friday, March 23, 2007

jonathan


küçük bir marti bu jonathan
küçük bir marti o kadar
uçmak istiyordu jonathan
uçmak istiyordu ama farkli
jonathan...
birgün çok yüksege çikti jonathan
bulutlara degdi kanadi
ve kendini denize birakti
ve kendini birakti

Wednesday, March 21, 2007

Aklima geldi de

Deminki yaziyi yazip da fotograf ekleyince aklima birseyler daha eklemek geldi. Bizim deliye umut geldi. Ciplak ayaklarimi torpidoya uzatsam da gunes vursa onlara. Parmaklarimi bastirarak acsam. Birileri bana boyle seylerden bahsetmisti gecenlerde. Yapsak ya olmaz mi? Belki de cok dusunmek hic bir sey . Sadece yasa gor. Hayal bile olsa yasanilan guzel anlar degil mi bizi mutlu eden?

Düşsem Yollara


Suyumun kaynadigini hissediyorum. Boslugun icinde yuzuyorum. Kimseye derdimi anlatamiyorum. Kimseleri gormek istemiyorum bu aralar. Kimsenin sorularini cevaplamak istemiyorum. Kendimi , derdimi anlatiyorum zaten uzun uzun herkese. Ben bu halimden kurtulur muyum? Sanmam. Umut. Umut. Umut. Nerede? Goren var mi? Ucsuz bucaksiz bir deniz. Ben ortasinda . Hani daglar olur etrafinda . Sen bakarsin onlara. Yalnizsindir. Sirt ustu yatarsin denize ve sadece deniz kulaklarinda. Avuclarinda sen. Kivrak bir sekilde suya dalarsin. Gidersin. Derinlere. Sen zaten suda aglamaz miydin kucukken? Sen zaten denizkizi degil miydin? Dal dalabildigin kadar , hickir orada. Sonra yuzunde kocaman bir gulumsemeyle cik. Fark eden oldu mu ki ? Hayir, tabii. Peki sen nasilsin? Eh iste. Eh iste. Ne komik degil mi? Daha dogrusu ilginc. Mutlu olacagin seylere gecis yaparken yasadigin heyecan ve onlara sahipken yasanan tatminsizlik. Kayboldun belki. Belki zaten kayiptin. Heyecanlanmak. Heyecan duymak. Sonrasinda ne olacagini bilmeden ve de sonrasinin olup olmayacagini bilmeden. Neydi ? Ne zamanlardi o anlar? Mutlulugun anahtarini yutmus olmalisin. Diyorlar ya sen cok mutluymussun da mutlu oldugunu bilmiyormussun. Breh breh . Peki o zaman nasil bilebilirim? "Mutluyum" diyerek baslayalim. Ben cok mutluyum. Su anda hissettiklerim su anla sinirli. Aslinda hersey yolunda. Hadi kocum sik disini. Az kaldi. Kara gorundu ha gayret. Etraftan diyorlar " aa, ne kadar neselisin"Oyleyimdir. Sorma! Mutlu olmak icin sahip olmam gereken herseye sahibim. Kontrol ediyoruz evet,bir bakalim. Hayal kirikliklari batmis ellerine. Devam et. Elbet onlar da gecer. Neden ama neden National Geographic icin belgesel cekemiyorum ki?Hadi binelim Land Rover'a( Range Rover Sport'undan hani) gidelim. Yesil olsun mumkunse. Donup de bakmayalim geriye . Biz kuzeye gidelim . Guneyden cikalim yola. Samimiyet hep yanimizda olsun. Beklemeyelim ebedi olmayan bir hayattan ebediligi. Devam edelim sadece. Duselim yola. Otobusten indigimizde kuyruk sokumumuz agrisin ama biz Susurluk'taki mola yerinde cheeseburger yiyecegimiz icin mutlu olalim hatta zayif olalim da tasamiz olmasin. Yalnizsindir ama yol seni bekler. Sonra otobusten inince yanindan gecen onlarca kamyondan kurtulmus olmanin verdigi mutlulukla inersin sicaga. Gunes yakar ayaklarini. Terliklerin seni cagirir. Çam kokusu burnunda ve bir telas icinde. Yasadigin anin mutlulugunu farketmemenin verdigi pismanlik ve bir o kadar bosvermislik simdi. Sanki bir bavul toplamis biri, hersey herseyde. Ama sen ne guzel toplarsin bavulu. Yollarda sen. Sen yollara... Iki gunluk gidilecek yerler ve bir gocebe sen. Sen gocebesin ama gocemezsin kolay kolay. Birakamazsin, gitmesini bilmezsin. Gitmeye calisirken kendinden gittigini fark edersin.

Monday, March 19, 2007

Iste Dalyan Deltasi

Benim bildigim benim gordugum Dalyan Deltasi daha farkli tabii. Bu sazlarin icinde kayikla gezineceksin. Kafani cevirdiginde saz olacak her yer. Sen sadece tekne sazlari yararken anlayacaksin su uzerinde ilerledigini. Tekne nereye dogru gidiyorsa sadece oralari acilacak ve su gun yuzune cikacak. Tepende gunes. Kulaginda motor sesi. Etraf yesil ,tekne durdugunda ise her yer tis pis. Unutma kaplumbagalar hemen orada.

Ogreniyoruz

Bulundugumuz yerde kimse tam olarak ne yaptigini bilmezken inandigimiz seyler dogrultusunda hayatimizi yasiyoruz. Kimi goruyor yasiyor kimi banttan yasiyor ama bir sekilde donup gidiyor hayat. Ortak acilarimiz , ortak saskinliklarimiz oluyor zaman zaman. Kucuk bir cocuk yanan bir mumum alevine dokundugunda nasil cani yanar ve nasil buyuk hayretler icindedir. Oysa biz o sirada o aciyi kafamizda o an canladirsak da bize gayet normal gelir cunku artik hersey "normal" lesmistir bizim icin . Atese dokundu,cani yandi. Atese cok degmediyse gecer. Birseycik olmaz. Hayattaki hersey de oyle degil mi? Daha evvel gecilen yollardan geciyoruz. Bilindik yollar ama bizim icin yeni, sasirtici. Devami gelecek.

Friday, March 16, 2007

Dön Baba Dönelim

Hasta oldugum icin mi boyle hissediyorum bilmiyorum ama kendimi yorgun , dagilmis , karismis hissediyorum. Mecburiyetlerim, isteklerim ve cesaretsizliklerimin arasinda sikisip kaldim. Kendi kendimi dara sokuyorum. Icimdeki bu firtina ne zaman diner bilmiyorum. Kendim kendimi yoruyor artik. Isik var ama tedirginim .Halsizim . Yorgunum. Ben yoruldum. Belki de bu hafta boyle kendimi rutine bindirip nadasa aldigim icin ya da bir haftadan daha fazla sureden beri ilac kullandigim icin boyle uyusuk hissediyorum kendimi. Bu kadar sansliyken kendini bu kadar mutsuz hissetmen neden? Canim ne istiyorsa onu yapmak istiyorum. Ne yapmak istiyorum? Imdat !!!Yasamak istiyorum. Hayir gitmek istemiyorum bu dunyadan. Bana sunabilecegi bir cok sey var bu hayatin. Hem hesabimi daha kapatmadim. O zaman bu halin niye? Daha yeni kendinle uzlasmistin. Bu halini benimsemistin. Simdi ne oldu? Bu aralar cok isim yok herhalde kendime sardim. Artik etrafimdaki insanlarla kendim hakkinda ya da onlar hakkinda konusmak istemiyorum. Sadece kalbimdeki ozel birkac insana bu ayricaligi veriyorum. Ben hic boyle yapmam aslinda. Bir dergaha benzetebilirim kendimi ama yoruldum. Insanlarla ayni seyleri konusmak istemiyorum. Kafami yorgun hissediyorum. Uyursam gecer belki. Gezersem gecer belki. Ozledigimi gorursem gecer belki.

Kendimi islere versem o zaman da hayatimi kendimi dusunemiyorum diye hayiflaniyorum.

Kafamda birseyler var ama o denli usengecim. Tembelim ben . Hayir cok caliskan bir insanim ancak boyle durumlarda tembel davraniyorum. Eger gozum korkuyorsa hic bir sey yapmiyorum. Elimi kolumu kendi kendime bagliyorum. Uyusuk davraniyorum atak olamiyorum. Sunu yapmalisin bunu yapmalisin diyorum sonra? Iste yapilan listeler,kendi kendine dikte edilen seyler. Ne oluyor ? Birikiyor onlar. Alinmasi gerekenlerin listesini sakin unutma. Insan mutlu olur mu ki kafasindaki herseyi alsa, tum kitaplari okusa , tum filmleri gorse,tum konserlere gitse, heryeri gorse ?

Simdi bir film izlesen ne mutlu olurdun ama sen degil mi? Yok yok oyle her filmi de izleyemem. Huysuzum ben bugun huysuz. Keyifsizim aslinda. Keyfim yok.

Hadi gunebakanim bogaza gidelim.

Okuyucuya Not: Cok sevgili okuyucum lutfen bu bunalim dolu yazilarimi uzerine alma. Hatta gunesli aksam ustu de ustune almasin. Benim derdim kendimle.

Belki soyle aciklanabilir durumum:

Partinin yerini sasirdim
Icimde zannettim disimdaymis
Biri eksik biri fazlaymis
Yanildim

Thursday, March 15, 2007

Arda


Cocuklugumdan bir parca. Pek severdim kendisini. Sacinin sivri kismini hep kemirirdim. Cok karizmatik bulurdum kendilerini. Tanistirayim, Arda. Tabii simdi benimki bu halde degil. Onu da uyudugu yerden cikarip fotografini cekmeliyim. O zaman onunla tam olarak tanismis olursunuz.
Varoldugun surece mutlu ol. Bak birseyleri yasamak ve degistirmek icin firsatin var ya olmasaydi?

Tutsak

Hepimiz biryerlere birseylere birilerine tutsak degil miyiz? Birseyler icin variz. Kendimizi oldurabilmek icin yaptiklarimiz...Olmasi gerekenler ,yapilmasi gerekenler ve yasanmak zorunda olanlar. Durup dusunmeye kimsenin vakti yok. Vakti olanin keyfi yok. Hic keyif kacirmaya deger mi? Ne guzel egleniyoruz ama degil mi? Yok zaten cok keyifliysen bil ki dusunesin de yok.

Biz buyuz. Biz kimiz? Sen kimsin? Yok bir onemi. Sadece bir sekilde ol. Ol ve sonra yok ol. Dongunun icinde kaybol. Koca bir carkin dislileri icinde olamni istedikleri yerde yasa. Eger dusunuyorsan sikistiginin farkindasindir yoksa etrafa gulersin anlamsizca. Mutlusundur ve devam eder ama dusunuyorsan oradan kurtulmaya calisirsin. Bir kere kaptirdin mi kendini o carka artik cikis yoktur. Ciktiginda ise yalnizsindir. Cok bakinma etrafa. Bu senin tercihin. Yalnizsin, artik kurallar sende. Sen azinliksin. Sasirma, artik sana farkli davranacaklar. Sen kaptansin, rotani sen cizeceksin.

Sablon yok , yolu sen biliyorsun . Evet, ozgursun. Neden bekliyorsun? Kendi dogrunu yarat ve yasa. Engel yok. Yok mu? Elbet var. Ama secim senin.

Farkinda olmak agirdir ama anlam katar. Oldugunun ve öldügünün farkinda olursun.

Umudunu arada yitirsen de bu senin istedigin hayat olur. Bundan sonrasini artik O'na birakacaksin. Ama ya ruzgar ters yonden eserse temkinli olmamiz lazim diyorsan, o zaman idare et. Mutlu olmak ve yuzunde buyuk bir gulumsemeyle gitmek ayrilmak istiyorsan sahneden bunlari goze almalisin.

Gelen sen ve giden sen ayniysa bosuna burada bekleme.

Mart geldi hosgeldi peki bahar nerede?


Wednesday, March 07, 2007

Kesfedildim tamam belki cok tesadufi olmadi ama yine de kesfedildim. Artik sadece kendime yazmadigimi biliyorum. Bu biraz gerginlik yaratiyor cunku karsimdaki okuduklarimi nasil bulacak ,ne anlayacak ya yanlis anlarsa gibi bir suru endiseyi beraberinde getiriyor bu durum. Ancak bunun buraya yazmamdaki amacimi engellemesine izin vermeyecegim. Olabildigince icten ve sanki kimse okumuyormus gibi yazmaya devam edecegim. Aksi halde sevgili okuyucuma da haksizlik yapmis olurum. Saga sola yazdigim bir suru yazi var ama buradakiler onlardan daha farkli . Herseyden evvel daha once yazdigim yazilar burada yer almayacak. En azindan simdilik boyle dusunuyorum. Ayrica burada yasadiklarimdan ote hissettiklerim ve dusunduklerim yer alacak. Sadece o anda hissettiklerim degil genel fikirlerim yer alacak. Icerik yazisi gibi oldu bu yazi. Kesfedildim ya aciklama yapasim geldi. Ayrica calismam gereken saatte buraya yazmak daha da ilginc. Gokte gunes cebimde umut bu guzel bir gun, bugun carsamba ama degil mi?

Tuesday, February 20, 2007

Nasil biriyim ben boyle. Kendim disindaki herseye cok deger verme halindeyim devamli. Kendimle ugrasmaktansa bir baskasiyla ugrasmak daha egelenceli geliyor olsa ki kendi sikintilarimi bir kenara birakip deger verdigim insanlarin peslerine dusuyorum . Benimle konusmazlar diye dertleniyorum. Kendimle ugrasmiyorum. Bu enerjiyi bu dusunceyi kendim icin yapsam simdi hersey cok farkli olurdu,eminim.

Saturday, January 13, 2007