Friday, November 07, 2014

Yazmak

Buraya yazacağımı söylemişim ama yazmamışım. Biraz tumbler'a yazdım ama bunun ötesinde düzenli yazmak çok zor. Ne kadar istesen de olmuyor işte. Bir de hayat değişik. Mesela zamanın var ilhamın yoksa, yazacak şey var da yazmıyorsan yazılmışı bilgisayar ortamına bile aktarmıyorsan ne denebilir ki? Projen var ama kaynağınla çalışmak için duygu durumun uygun değilse, işte gel de çık işin içinden.

Müzik

Tabii her ne kadar kendince bir şeyler üretsen de müzisyene ihtiyacın var etrafında. Tamam etrafımda hatırı sayılır müzisyenler var ama çat içimden bu geldi haydi bunu aranje edelim şekle şemale sokalım diyeceğim birileri yok. İşte böyle olunca daha az şarkı doğuyor içinde. Doğanlar da yarım. Hem o yarımlar da enstrümanla çalınmamış halk ozanı misali sadece dilimizde. Ozanların da bir sazı olur ama değil mi? Tey tey...

Başka Şeyler

Başka şeyler yazmak için uğrayacaktım sevgili bloguma.
Sonra aslında beni bu dünyada en çok mutlu eden şeylerden birini yazmaya niyet ettim.
Bazen bir fotoğraf ya da bir ortamın köşesini görürsünüz işte o zaman bambaşka bir mutluluk kaplar içinizi. Oysa işin aslı tamamen farklıdır. Sizde uyanan duygu tamamen o görüntünün çağrışımının etkisiyle oluşmuştur. Orası ya da o fotoğraf sizin sandığınız gibi değildir.
Sadece o ilhamı yakalayabilmek için bir sürü fotoğrafa bakıp bir çok ana şahit olmak lazım ama değil mi?