Tuesday, May 25, 2010

yazı

17.03.10
Düşüncelerinin dağınıklığı başkasının da zihnini savuruyor dagıtıyor ve bir yerden sonra toplanamaz hale geliyorsa artik kendin icin de zararli hale gelmissindir. O an sebep oldugun karmasanın ortasında kendin de caresiz ve bitkin bir halde sozcuklerin seni vardırdıgı noktada ne isinin oldugunu dusunmeye baslarsin, aciklyabilecegin bir sey yoktur.
Karsindakine tomarla soru sormussundur ve bu sorulardan son derece suphelenmis, tedirgin olmustur. Oysa sen soru sormaya merakli, kendi icindeki sorulari karsindaki yansitarak cevap bulma pesindesindir.
Duyguları, hisleri dusunmeye calismak belki de birseyler hissettigin biriyle bunları tartismak cok dogru degil yasanilan ve hissedilenler acisindan.
Bunlar dile gelip de soruglandiginda felsefik acidan anlamli olsa da iliski acisindan cok rahatlatici olmuyor. Cig gibi buyuyen bir sorunla basbasa kaliyoruz.

***
Oyle bir an geliyor ki hic bir sekilde birsey yapmak istemeyip sadece durmak istiyor insan. Susmak, etraftaki sessizligi dinlemek, yesile bakmak. Kafan seni nereye goturuse bir sure gitmemek icin direnmek ve belki ardindan o yola suruklenmek ve kendinin farkina vardiginda ise bulundugun noktada yogunlasmak ve o anı yasayip hissettiklerini dile getirmek ister haldeyim.

Tuesday, May 11, 2010

aradigim

herseyin ozunde tutku var.
yasadigim hayatin icinde hayata karsi tutku hissetmedigim icin problem yasiyorum.
yedigim yemekten cok zevk almak istiyorum.
aldigim her solukta cosku olsun istiyorum.